Futbol Oyunları

Mayıs 31, 2014

Uzun yıllardır oldukça fazla sevilen ve sevilmekten vazgeçilmeyip oynanmaya devam eden spor olan futbolu isterseniz sahalara inmeden bilgisayar başında eğlenceli ve macera dolu dakikalar geçirerek oynayabilirsiniz. Futbol severler için pek çok sitede birbirinde güzel futbol oyunları mevcut. Örneğin friv.com.tr oyun sitesinde yer alan pek çok futbol oyunları bulunmakta. Sizde eğer futbol severseniz hemen friv.com.tr gibi popüler bir oyun sitesinde futbol oyunları oynayarak eğlenceli dakikalar geçirebilirsiniz. Futbol oyunu oynamayı sevenler için keyifli oyunlar. İyi eğlenceler…

Football Manager 2009 İncelemesi

Şubat 23, 2009

Football Manager 2009 İncelemesi

Hep hayal etmişimdir, Mourinho’nun yerinde ben olsaydım diye. Bazen de Ertuğrul Sağlam’ın yerine koyarım kendimi. Bu iki teknik adamı özellikle örnek verdim. İkisine karşı ayrı bir hayranlık besliyorum çünkü. Birisi kendine çok güvenen, ukala, rakiplerine tepeden bakan ve sporda etiğe önem vermeyen, futbol profesörü. Diğeri ise mütevazı, rakiplerine saygı gösteren tam anlamıyla beyefendi genç bir teknik direktör. Sports Interactive mükemmel serisi Football Manager ile, bize bu iki uç örnek de dahil, birçok teknik adam gibi olabileceğimiz sanal dünyayı tekrar karşımıza çıkardı.

Championship Manager efsanesini devam ettiren FM bizi yaptığı yeniliklerle, sunduğu nimetlerle her zaman memnun etti. Bir yanda dünyanın dört bir yanından ligler, takımlar, futbolcular ve menajerler, diğer yanda bu arenadaki kariyerine yeni başlayacak olan bizler. Hep farklı bir heyecanla bekledik FM’yi. Bu senede farklı bir bekleyişimiz vardı. Yapımcılar 3D maç motorunu duyurmuşlardı. Ancak ben bu durumdan memnun kalmadım daha en başında. Yapılan bu sistem beklediğimiz gibi olmayacaktı çünkü. Neyse, maç motoru hakkındaki yorumlarımı daha sonraya saklayayım ve bir giriş yapayım oyuna.

Ana menü bildiğimiz tarzda. Arka plandaki resimler, menüye ait renkler farklı o kadar. FM serilerini önceden oynayanlar hiç yabancılık çekmeyeceği gibi, FM ile ilk defa tanışacaklar da pek zorlanmaz. Kullanımı kolay ve sade bir yapısı var FM’nin. Bazen sorunlar yaşayabiliyoruz ama genelde durum iyi. Live desteği mevcut. Yeni bir takım, yeni bir stadyum, yeni bir forma oluşturup, puanımıza göre futbolcuları kadromuza dahil ediyoruz. Oyuncuların gerçek performanslarının oyuna dahil olmasının yanında gerçek kullanıcılarla da rekabet kurmamızı sağlıyor bu sistem.

Sorumluluk Zamanı

FM 2009’da 51 tane lig var seçebileceğimiz ve bunların arasında Türkiye ligi zaten var. İngiltere ligi başta olmak üzere çoğu ligin lisansı yok ama takımların ve futbolcuların isimleri gerçek. Yani Arsenal’in adı ‘North London’ olarak geçmiyor. Oynayacağımız ligi seçtikten sonra istersek başka ligleri de oyunumuza dahil edebiliyoruz. Bu sayede ileride, bu liglerde bulunan takımlara transfer olabiliyoruz. Kendi resminizi oluşturduğunuz karakterin profiline ekleyebiliyorsunuz. Takım seçtikten ve karakterimizin özelliklerini belirledikten sonra oyuna başlıyoruz. Eğer büyük bir takımda başlarsanız oyuna, yönetim karşısındaki krediniz az ve medyanın size olan itibarı düşük olacaktır. Zaten başladığınız anda medyada ‘şu isimli şahıs süpriz bir şekilde şu takımın başına getirildi’ manşetini görürsünüz. İsterseniz işsiz de başlayabilirsiniz. Ben hiç böyle bir şey denemedim. İşin biraz kolayına kaçtığım söylenebilir.

Önceki oyunlardan da bildiğimiz gibi, yönetim sezon başında bize bir transfer bütçesi sunuyor ve beklentilerini söylüyor. Sezon sonunda bu beklentileri karşılayamazsanız kovulmanız an meselesi. Bazen sezonun bitmesini bile beklemiyorlar. Bir keresinde kardeşim Manchester United’ı küme düşürmüştü. Gülücüklerinizi görür gibiyim, evet tuhaf ama gerçekten böyle birşey oldu. Hala nasıl becerdi diye merak ediyorum. Yönetim onu sezon sonuna kadar kovmamış, ancak takım küme düşünce kovmuştu. Böyle sabırlı yönetimlere de denk gelebilirsiniz.

Sezona başlamadan önce, kendi sahamızın boyutlarını, oyunculara alınan başarılar sonunda verilecek primleri ve oyuncularımızın forma numaralarını belirliyoruz. Burada dikkatimi çeken bir yenilik var, bazı oyuncular belli bir numara istiyor. O numarayı vermezsek mutsuz olabiliyorlar. Hazırlık maçları, sezon öncesi hazırlığın değişmez parçası. Bu maçlar sayesinde oyuncularımız kondüsyonlarını arttırıyorlar. Antrenmanların büyük önemi var. İzleyeceğimiz antrenman politikaları oyuncularımızın kendilerini geliştirmesinde büyük rol oynuyor. Elinizde bulunan oyunculara göre taktik belirlemenizde fayda var. Oyuncuların özelliklerine göre sahadaki konumlarını saptamak için, taktik kısmında oyuncuyu bir yere yerleştirdiğimiz zaman, oyuncunun o bölgeye olan uygunluğu renklerle belirtiliyor. Yeşil en uygunu, kırmızı ise alakasızlığı temsil ediyor.

Meşguliyet
FM 2009 ‘maçtan maça ‘continue” olayını tarihe gömüyor. Bu konuda en büyük yenilik basın toplantıları. Basın toplantılarına davet ediliyor, toplantıda bulunan gazetecilerin sorularını cevaplıyoruz. Sorular basın toplantısının konusuyla ilişkili oluyor doğal olarak. Takımın başına ilk geçtiğiniz anda bir davet alıyorsunuz mesela. Bu toplantıda takımınızda yapacağınız değişiklikler, izleyeceğiniz taktikler gibi sorular soruluyor. Medya yönetimi, basın toplantıları sayesinde belirgin bir biçimde FM oyuncularına sunuluyor. İş sadece bununla sınırlı değil. Artık daha hareketli bir transfer dünyası sizi bekliyor. Oyuncularınıza çok daha fazla talip çıkıyor, sürekli teklifler sunuyor diğer takımlar. Asistanlarınız da sizin için yeni yetenekler arıyor. Her kıtada görevliniz var ve bunlar buldukları isimleri size rapor halinde sunuyor. Bu şekilde isterseniz genç yetenek avcısı oluyorsunuz, isterseniz benim gibi Abramovich amcanıza güvenip büyük yıldızlar alıyorsunuz.

Bir takımdan oyuncu transfer etmek isterken, o takımın hangi mevkide oyuncu aradığını veya hangi oyuncuya ihtiyaç duyduğunu görebiliyorsunuz. Bu sayede takas için sunacağınız oyuncuları belirlemek sizin için daha kolay oluyor. Bir de takımlar kendileri için önemli olan oyuncuları kolay kolay bırakmıyorlar. Barcelona’dan Messi’yi, Liverpool’dan Gerrard’ı, Valencia’dan David Villa’yı almak neredeyse imkansız. Para her kapıyı açmıyor yani. Bu durum gerçekçi olmuş. Fakat oyuncuların yeteneklerinde bir takım gerçek dışı unsurlar var. Bir beygir gibi koşan Henry’nin süratinin 20 üzerinden 15 olması ve David Villa’ya gereken yetenek değerlerinin verilmemesi üzücü.

3D Maç Motoru
Evet geldik FM 2009’un sunduğu en büyük yeniliğe. Başka bir deyişle; zurnanın ‘zırt’ dediği yere vardık. Her yenilik iyi olacak diye bir kaide yok. FM oyununda ilk defa ‘Graphics Details’ diye bir ibare var. 3D maç motoru yeniliklerin en büyüğü olabilir ama ne kadar gerekliydi buna önce onu bir tespit etmemiz lazım. CM 4 ile gelen 2D maç motoru bir devrim sayılırdı. Çok iyi tasarlanmış ve oyuna çok başarılı monte edilmişti. 2D olduğundan, grafikler, görüntü detayları gibi kavramları aklımıza getirmiyorduk zaten. Bize sunulan muhteşem genişlikte ‘database’ yeterliydi, 2D maç motoru üzerine kaymak olmuştu. Ancak FM 2009’da önümüze konan 3D motor, günümüz teknolojisinin çok gerisinde. Fizik modellemeleri, görüntü kalitesinin oldukça düşük olması, stadyumların görünüşleri, futbolcuların paslaşması, şutları, hareketleri, kısacası hepsi kötü. 3D motorun amacı maçı daha iyi seyredebilmemiz ve daha iyi anlamamız. Ancak oyundaki motor sadece görüntü kirliliği oluşturuyor. Bu yetmezmiş gibi bir de maç yüklemelerini yavaşlatıyor. Farklı ataklara geçerken maç esnasında, duraksamalarla karşılaşıyoruz. 3D motorun faydalı tek özelliği, maçı farklı bir kaç açıdan izleyebiliyor olmamız. Bunun dışında tam bir felaket. Zaten 3D maç motorunun sunduğu görüntü kalitesi iyi olmadıktan sonra, bu motoru yapmanın ne anlamı var?

İşin iyi yanı, 2D motorumuzun hala varlığını sürdürüyor olması, hem de tam ekran olabiliyor. FM’nin futbol dünyasıyla ilgili sahip olduğu detaylar ve 2D maç motoru bir menajerlik oyunu için çok iyi özellikler. 3D maç motoru bu haliyle gereksiz bir ekleme olmuş bence. Benim FM’den beklediğim şeyler, oyunda fazlasıyla var. 2D maç motoruyla yine zevkli dakikalar bizleri bekliyor. Üzücü olan şu ki; SI Games yapımcıları 3D maç motoruyla boş yere uğraşmışlar.

Test Sistemi
  • Ekran Kartı: Sapphire Radeon HD4870 Toxic
  • İşlemci: AMD Athlon 64 X2 5200+ (2.7 GHz)
  • Anakart: MSI K9AGM3 690G
  • Bellek: Kingston 2GB DDR2-800

Fifa 2009 İncelemesi

Şubat 22, 2009

Futbol için yeni bir soluk, yeni bir dönem, bizim beklentilerimiz ve merakımız, heyecanımız ve düşüncelerimiz, liglerin başladığı şu sıralarda ve futbol oyunlarının çıkmaya başladığı zamanlarda oluşan tüm bu kavramlar ışığında yeni bir Fifa oyununu karşıladık.

EA Sports’un bu son yıllarda resmen çürüttüğü seri Fifa’nın son halkası Fifa 09’da, ‘İşte bu sefer seriyi kurtaracak oyun, bu sefer EA bombayı patlatacak.’ şeklindeki söylemlerimizden nasibini aldı. Evet, bu cümleyi son zamanlardaki her Fifa için kullandık ama tutmadı. EA Sports Electronic Arts’ın önemli ve köklü bir parçası. Bu yüzden Fifa’dan umudu kesmek zor. Her sene büyük bir merakla Fifa oyununu almamız da yine bu sebepten ötürü. Bunun başka bir izahı yok. EA, Konami’den yediği tokadı bir gün bize unutturacak diyoruz ve demeye de devam edeceğiz. Konaminin geçen sene Pes 2008 ile yaşattığı hayal kırıklığı ile Fifa 2008 daha bir ön plana çıkmıştı, özellikle konsollarda. Ancak dediğim gibi böyle bir şeyin olması EA’nın becerisinden değil Konami’nin hatasından kaynaklanıyordu. Geçen sene futbol oyunları açısından sanal dünyada işler iyi değildi. Ben şahsen Pes 6 oynayarak geçirdim geçen sezonu. Peki bu sene nasıl olacak?

Let’s Fifa 09

Fifa’nın ana menüsü aynı tarzda fakat renkler ve dizayn farklı. Menü zaten güzeldi, daha bir güzel olmuş, sade ve kullanışlı. Tema müzikleri her zamanki gibi çok güzel. Fifa zaten bu konuda hep iyiydi. Oyunda arık daha fazla lisanslı lig ve takım mevcut. Türkiye Süper Ligi de dahil 30 tane lig var. Takımların güç seviyeleri yine 5 yıldız üzerinden değerlendirilmiş, takım kimyası, yani kombinasyonu da 100 üzerinden puanlandırılmış. Milli takım sayısı da artmış, yeni ülkeler dahil edilmiş.

Şunu belirtmeliyim ki Fifa oyununu orijinal almayan kişi bir çok şeyden mahrum kalıyor. Adidas Live Season , Chanllenge Mode ve Tournament Mode gibi üç tane seçenek var ve bunlardan faydalanmak için oyunu orijinal almanız şart. Adidas Live Season online, gerçek rakiplerle oynanan bir mod. Bu mod interaktif ligi içinde barındırıyor. İnteraktif lig, lige kayıt olan Fifa oyunlarının birbirleriyle karşılaştığı, takımlar kurduğu bir lig. Dünyanın dört bir yanındaki oyuncular burada sıralanıyor. Yani gerçek bir rekabet söz konusu. Adidas Live Season aynı zamanda oyundaki güncellemeleri de sağlıyor. Bütün bunlar Fifa’nın önemli artılar kazanmasını sağlıyor.

Oyunda kariyer modumuz da mevcut. Bu mod bir önceki Fifa oyunlarında da vardı zaten. İstediğimiz bir takımı seçebiliyor, transferler yapabiliyor, reklam anlaşmaları imzalıyor ve takım değiştirebiliyoruz. Büyük takımlardan başlayabiliyoruz fakat başarımıza göre diğer takımlar bizi istiyor. Takımların lisanslı olması ligleri çok daha keyifli kılıyor.

Futbolcu Olmak

Fifa 2008’den hatırladığımız ‘Be a pro’ seçeneği Fifa 2009’da daha detaylı olarak oyuna monte edilmiş. Be a pro’ istediğimiz takımdan istediğimiz oyuncuyu seçip maç esnasında sadece onu oynatmamızı sağlayan bir sistem. Fifa 09’da tek bir bilgisayardan birkaç kişi bu modu oynayabiliyoruz. Aynı zamanda bir de ‘Be a pro Season’ var ki bunda da yine istediğimiz oyuncuyu seçip onla kariyer yapabiliyoruz. İstersek kendimiz bir oyuncu oluşturuyoruz. Başka takımlara gidebiliyoruz. Bir sezonda 4 oyuncu oynayabiliyor, gamepad yardımı ile. İstatistiklerimiz görebiliyoruz. Her maç sonunda 10 puan üzerinden puan alıyoruz. futbol oyunları

‘Be a pro’ moduna 3rd Cam eklenmiş. Yani oyuncumuzu TPS oyunlarındaki gibi yönlendiriyoruz. Bu kamera oyuncumuzun topa göre pozisyonuna odaklı bir kamera. Top bizden uzaklaştığı zaman kamera da açısını büyütüyor ve tüm sahayı görebiliyoruz. Kaleci hariç her mevkiden oyuncu seçebiliriz. Yalnız defans oyuncusu seçtiğimiz zaman işimiz çok zorlaşıyor. Defansı bir an boş bıraktığımızda hemen rakip forvetler cezayı kesiyor.

Her şey çok farklı olacak (mı?)

A, S, D, yani orta, pas, şut, yani Fifa’nın değişmez kuralı. Artık bunu geçmiş zamanla kullanacağız. Çünkü Fifa 09 bizleri kontroller konusunda şaşırttı. Maça başlayacağım sırada santrada S tuşuna bastığımda oyuncum topa dokunmadı. Birkaç kere bastım, A ve D’ye de bastım. Klavyenin kablosunu falan kontrol ettim. Maça başlayamadığım için seyirciler tarafından yuhalandım. Zor anlar yaşadım. Sonra kontrol tuşlarına bakınca gerçeği anladım. Tuşlar baştan aşağıya değişmiş. Bir anlam veremedim tabi EA’nın bunu yapmasına. Neyse ki tuşları klasik haline getirebiliyoruz.

Kontrollerle ilgili sürpriz daha bitmedi. Oyuna mouse da dahil edilmiş. İstersek kontrol şeklini ‘mouse and keyboard’ diye değiştirebiliyoruz.

Mouse and Keyboard

Yok canım olur mu öyle şey demezsek ayıp zaten. Nasıl bir şey bu diye merak ediyoruz elbette. Bu yeni sistem hakkında Fifa 09 yapımcıları tutorial tadında bir video hazırlamışlar ancak ben yine de kısaca bahsedeyim: Bu sistemde dediğim gibi mouse da dahil oluyor. W, A, S, D tuşları ile oyuncuları yönlendirirken mouse ‘un sağ, sol tuşları ve ortadaki tekerlek ile de pas orta ve şut eylemlerini gerçekleştiriyoruz. Ekranda küçük bir halka çıkıyor pas, orta ve şutu göndereceğimiz yerleri belirlememiz için. Bu kontrol sistemi başta gerçekten zor geliyor insana ancak alıştıktan sonra klasik sistemden daha faydalı olur diye düşünüyorum. Çünkü paslarınız, istediğiniz yerlere daha yüksek oranla gidiyor. Oyuna daha çok hakim olabiliyorsunuz ancak el çabukluğu çok önemli. Bu sistem güzel ama beğenmeyenler de çıkabilir. Ben şahsen kullanmayacağım.

Eski sistemle mi? Yoo yoo hayır.

Fifa’nın grafikleri önceki oyunlarda pek de öne çıkmazdı. Yani Pes’in grafiklerinin bir üstünlüğü söz konusu idi. Orta sınıf sistemlerle rahatlıkla oynanabilen bir oyundu Fifa. Fakat Fifa 09 kalıpları burada da yıkıyor. Artık Fifa’yı yüksek grafik seviyesiyle oynamak için çok iyi bir sisteme ihtiyacınız var. Grafikler çok iyi. İstediği sistem gereksinimlerinin hakkını veriyor. Kaplamalar, oyuncu modellemeleri, stadyum görünüşleri, çimler ve formalar, bunların hepsi muhteşem. Çimler artık o düz yeşil beton gibi değil. Oyuncular koşarken çimden toz toprak bile kalkıyor. Birçok oyuncunun yüzleri eklenmiş oyuna. Suratlar daha gerçekçi. Oyuncuların terini görebiliyoruz. Koşmalar, paslar daha bir hoş. Yapay zeka biraz daha gelişmiş. Oyuncuların güç ve hız farkı artık etkin biçimde oyuna dahil edilmiş. Yani süratli forvet oyuncularına defansların yetişmesi gibi bir durum söz konusu olmuyor. Güçlü oyuncularda ikili mücadelelerde daha avantajlı oluyor. Şutlar biraz daha gerçekçi, uzaktan gol olabiliyor. Ancak bunlar yine de yeterli değil. Fifa bu konuda Pes kadar iyi değil en azından.

Güneşli havalar da stadyum sebebiyle sahanın bir bölümü gölge olur malum. Ben buna güneş-gölge faktörü derim. Bu faktör Fifa serisinde sadece sahaya yansırdı. Yani gölgede bulunan oyuncu ile güneş gören oyuncunun parlaklıkları arasında bu zamana kadar fark yoktu. Pes ise bu farkı Pes 3’ten beri uyguluyor idi. Fifa 09’da sonunda bunun farkına varmış. Artık gölgedeki oyuncular daha bir soluk oluyor. Hava yağmurlu olduğu zamanlarda maç esnasında yağmur hızlanabiliyor, yavaşlayabiliyor veya durabiliyor. Bütün bu detaylar Fifa 09’u biraz daha iyi bir oyun yapıyor.

Sesler zaten mükemmeldi. Seyirci efektleri, tezahüratlar ve spiker bizi hep memnun etmişti bu zamana kadar. Fifa bu alanda Pes’ten hep bir adım öndeydi. Pes 2009 bakalım bu anlayışımızı değiştirecek mi?

Aynı Tas, Aynı Hamam, Aynı Fifa

Öncelikle yukarıda yazdığım bir takım yenilikler buradaki başlığın içine girmiyor ama oyunun büyük bir bölümü burada. Tamam, Fifa 2009 grafikleriyle farklı, kontrolleriyle farklı da, oynanabilirlik ne durumda ? Deve burada hendeği atlayamamış sevgili oyun severler. Top bildiğimiz Fifa serisinin topu. Yani balon, o balon hissi hala mevcut. Özellikle şutlarda ve uzun paslarda çok belli oluyor. Uzaktan gol olabiliyor ancak balon balondur. EA bunu yine becerememiş. Hakemler yine etkisiz amcalarımız. Faul olduğunda, taç olduğunda veya korner olduğunda Pes’teki hakemler el veya kollarıyla işaret ediyorlar. Yan hakemleri de aynı şekilde bayraklarını kullanıyor. Fakat Fifa’da ki hakem amcalarımız bu eğitimi almamışlar. Bir o yana bir bu yana koşuşturuyorlar sadece. Yan hakemler ellerinde bayrağı süs niyetine almışlar. Gerçi pek bir bayrak gibi de durmuyor, çünkü hiç hareket etmiyor bu bayrak, tahtadan gibi.

İş bunlarla bitmiyor tabi; birkaç farklı atak mevcut ama oyun kendini tekrardan kurtaramamış. Hep aynı pozisyonlar karşımıza çıkıyor. Kurtarışlar, ortalar hep aynı. Bu durum çok kötü. Koşu yolu pasları yine berbat. Doğru ara pası atmak imkansız gibi bir şey. Köşe vuruşlarında hep aynı şeyler oluyor. Oyun içindeki simülasyonlar hala bizim özgürlüğümüzü elimizden alıyor. Oyunculara tam anlamıyla hakim değiliz.

Simülasyonlar; oyuncumuz mesela topa doğru giderken bizle bağlantısı kesiliyor. Biz yönlendiremiyoruz. Aynı şekilde top kontrollerinde de bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Çalım atmak da neredeyse imkansız. Çok hızlı koşarken bir anda adamımızı topla beraber geri çeksek de rakip defans oyuncuları da aynı hızda bizle hareket ediyorlar ki bu da saçma. Maçlarda az pozisyon oluyor. Bunun gerçekçilik durumundan iyi olduğunu söylemeliyim ama oyun zevkini düşürüyor. EA saydığım bu eksikliklere bir çözüm bulmazsa işi zor.

Yani alsak mı, yoksa almasak mı?

Bu soruyu cevaplamak zor. Fifa 2009 beklentilerinize göre değişkenlik gösteren bir oyun. Eğer çok şey bekliyorsanız, yani tam anlamıyla bir futbol oyunu bekliyorsanız Fifa 09 sizi tatmin etmez. Kendi düşüncem şu; ben Fifa 09’u oynamayacağım. Sadece grafiklere yüklenmek futbol oyunu için yeterli değil. Pes 6 oynamaya devam edeceğim. Ancak ‘be a pro’ özelliğini merak edenler ve London Fc gibi uyduruk isimli bir takım yerine Chelsea Fc ile oynamak isteyenler Fifa 09’u oynamalılar. ‘Be a pro Season’ oyunun en güzel yanı.

EA her sene yatıp sadece transferleri güncelliyordu. Bu sene bu değişmiş. EA Sports grafiklere de epey bir yüklenmiş. Ancak futbolun zevki oynanabilirlikte yatıyor. Umarım EA de bunun da farkına varır ve yine umarım Pes 2009 beklentilerimizi karşılar. Yoksa Pes 6’ya devam arkadaşlar.

Oyunun Test Edildiği Sistem

AMD Athlon 64 X2 5200+ 2.7 Ghz

MSI K9AGM3 690G DDR2 Anakart

Kingston 2 GB 800 Mhz DDR2 Ram

Palit Geforce 8600GT 512 MB 128bit DDR2

Futbol Hakkında Kısa Bilgi

Şubat 4, 2009

Futbol’un Hakkında

Futbol (İngilizce: football), dünyada en yaygın takım sporudur. Başta Avrupa ve Güney Amerika ülkeleri olmak üzere hemen hemen tüm ülkelerde çok sevilir ve geniş bir izleyici kitlesi tarafından izlenir.

Futbol’un Tarihçesi

Eski çağlarda futbolu andıran oyunlar oynandığı bilinmektedir. FIFA Asbaşkanı Şenes Erzik’in açıklamasına ve birçok tarihçiye göre Çinliler binlerce yıl önce deri toplarla futbolu oynayan ilk ulus sayılmıştır. Futbolu İngilizlerin bulduğu konusundaki yaygın anlayış yanlıştır. Sonuç olarak futbolu Türkler icat etmiş Çinliler ise çalmıştır.Çinlilerin bulduğu sayılıp, İngilizler kurumsallaştırmıştır. Avrupa’da M.Ö. 3. yüzyılda Romalılarca yaygınlaştırılan bir oyun futbola çok benziyordu. Bu oyun bugünkü futbolun öncüsü sayılır. Bu eski Roma oyunu Fransa’da öylesine sevilmişti ki, karşılaşmalar kentler arasında çatışmaya bile yol açmıştı. Bundan dolayı bu oyun 10. yüzyılda yasaklandı.Yasaklanmadan önce eskimolar bile bu sporu sevmişlerdi.Ancak onlar maçlarını top yerine ölmüş mors kafalaryla yaparlardı.Ama 10.yüzyılda yasaklanmasıyla eskimolar da oynayamadı.

Günümüzde oynanan futbol İngiltere’de 19. yüzyılın sonlarında kurallara bağlandı. 1863’te kurulan Futbol Birliği bu kuralları belirledi. Oyunda sert, acımasız ve kırıcı hareketler yasaklandı. Bu anlayışı sürdürenler ise, futbolun değişik biçimi sayılan ragbiyi geliştirdiler. Futbol, 19. yüzyılın sonlarında İngiltere’den Avrupa’ya yayıldı. Kısa bir süre içinde de dünyanın birçok ülkesinde oynanan bir spor haline geldi. 1904’te Uluslararası Futbol Federasyonu (FIFA) kuruldu. FIFA’nın yönetiminde 1930’da ilk Dünya Kupası karşılaşmalarını düzenledi. Bu ilk kupayı ise Uruguay kazandı. Finalde Uruguay Arjantin’i 4-2 yendi.

Futbol kuralları ve ölçüler


Standart futbol sahası ve Ölçüleri

Futbolla ilgili kurallar Uluslararası Futbol Birliği Kurulu (International Football Association Board–IFAB) tarafından belirlenir.

Futbol sahası

Futbol sahası dikdörtgen biçiminde, uzunluğu 90-120 metre, genişliği ise 45-90 metredir. Ancak uluslararası maçlarda bu ölçüler uzunluk 100-110 metre, genişlik 64-76 metredir. Oyun alanı beyaz çizgilerle (karlı havalarda siyah çizgilerle) belirlenir. Bu çizgiler sınırladıkları alana dahildir. Bütün çizgiler ‘en fazla’ 12 cm (5 inç) genişliğinde olmalıdır. Uzun kenarlara taç çizgisi, kısa kenarlara kale çizgisi denir. Futbol sahasında taç çizgisi kale çizgisinden daima uzun olmalıdır. İki taç çizgisi arasında uzanan ve alanı tam ortasından ikiye bölen çizgiye ise orta çizgiadı verilir. Orta çizginin tam ortasında başlama noktası bulunur. Başlangıç noktası merkezli 9,15 metre yarıçapında bulunan çembere de orta yuvarlak denir. Taç çizgisi ile kale çizgisinin birleştiği noktaya köşe denir. Her köşeye, en az 1.5 m. (5 ayak) yüksekliğinde, ucu sivri olmayan ve bayrak takılan bir direk dikilir. Bu direklere bayrak direği denir. Bayrak direkleri ayrıca, orta saha çizgisi hizasında, taç çizgisinin en az 1 m.(1 yarda) dışına dikilebilir. Köşe Yayı Her bir köşe Bayrak direğinden itibaren oyun alanı içine 1 m. (1 Yarda) yarıçaplı çeyrek daire yayı çizilir. Kale çizgilerinin tam ortasında birer kale bulunur. Kale iki kale direği ve bir üst direk’ten oluşur. İki direk arası 7,32 metre, üst direğin yerden yüksekliği ise 2,44 metredir. Her iki direk ile üst direk aynı kalınlıkta ve en çok 12 santimetre (5 inç) olmalıdır. Kale çizgileri de kale direkleri ile aynı genişlikte olurlar. Kale ağları, yan direklere, üst direğe ve yere iyice tutturulmak ve kaleciye hareket serbestisi vermek şartı ile kalelere takılabilir. Kale direkleri ve üst direk beyaz renkte olmalıdır. Kale önlerinde kale çizgisine bitişik olmak üzere 40,32 x 16,50 metre boyutlarında ceza alanı bulunur. Bu alan içinde, kalenin hemen önünde 18,32 x 5,50 metre boyutlarındaki başka bir alana da kale alanı (altıpas) denir. Ceza alanı içerisinde kalenin ortasından 11m. uzaklıkta penaltı noktası bulunur. Penaltı noktası merkezli 9,15 metre yarıçapında ceza sahası dışında yer alan ve ceza sahası çizgilerinde sonlanan yaya Ceza yayı denir.


Bir kaleci, kale ve kale ağları

IFAB Kararları
  • Karar 1: Eğer üst direk yerinden çıkar veya kırılırsa, oyun üst direk tamir edilip yerine takılıncaya kadar durdurulur. Eğer tamir imkânı yoksa, oyun tatil edilecektir. Üst direk yerine ip kullanılmasına izin verilmez. Eğer üst direk tamir edilebilirse oyun, oyunun durdurulduğu anda topun bulunduğu yerden yapılacak hakem atışı ile tekrar başlatılır.
  • Karar 2: Kale direkleri ve üst direk tahta, metal veya onaylanmış diğer cins malzemeden yapılmalıdır. Şekilleri, kare, dikdörtgen, yuvarlak veya elips olabilir ve oyunculara tehlike yaratmamalıdır.
  • Karar 3: Takımların oyun alanına giriş anından, devre arasında oyun alanından ayrılmalarına ve tekrar oyun alanına dönmelerinden maçın bitimine kadar, oyun alanına ve oyun alanıdaki gereçlere (kale direkleri ve kale ağları ile bunların sınırladığı alan da dahil) her türlü hakiki veya sanal ticari reklam koymak yasaktır. Özellikle kalelere, ağlara, bayrak direkleri ve bayraklarına hiç bir reklam malzemesi konamaz. Bu gereçlere hiç bir yabancı madde (kamera, mikrofon v.s.) takılamaz.
  • Karar 4: Teknik alanın içinde veya taç çizgisinden bir metrelik mesafede olan oyun sahası dışındaki bölgenin zemini üzerinde herhangi bir reklam olmayacaktır. Ayrıca gol çizgisi ile fileler arasındaki bölgeye de reklam konulmasına izin verilmeyecektir.
  • Karar 5: Karar 3’te belirtilen süreler dahilinde, oyun alanında ve oyun alanındaki gereçlerde (kale ağları ve çevirdikleri alanlar da dahil) FIFA’nın, konfederasyonların, ulusal federasyonların, liglerin, kulüplerin veya diğer kurumların hakiki veya sanal arma veya marka (logo veya amblem) reklamlarını yapmak yasaktır.
  • Karar 6: Köşe vuruşu yapılırken gereken uzaklığı sağlayabilmek için, köşe yayından 9.15 m. (10 yarda) uzaklıkta kale çizgisine dik ve oyun alanı dışında bir çizgi çizilebilir.